Otizm ve Görme Bozuklukları

Otizm, biyolojik bir beyin rahatsızlığı olup, yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemlerle kendini gösteren, karmaşık bir beyin bozukluğudur.

Hafiften ağır dereceye kadar kişisel farklılıklar görülebilir. Özel bir etyolojik etkeni olmamakla birlikte genetik etmenler, cevresel toksinler, metabolik işlev bozuklukları gibi olası sebeplerle ortaya çıkabilir. Etkenlerin müşterek özelliği hadisenin beyin temelli bir bozukluk olmasıdır. Belli davranış kalıplarının genç çocuklarda görülmesi otizmi düşündürmelidir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.

  • Sosyal etkileşim: Göz kontağının azalması, yüzün ifadesiz olması, yaşıtları ile sosyal ve duyusal ilişkide güçlükler
  • İletişim güçlükleri; Dil gelişiminin geçikmesi, sohbet etme de kısıtlılık, hayali ve sembolik oyun oynamada güçlük,
  • Tekrarlayan stereotipik hareketler; ellerini gözünün önünde sallamak, kafasını bedenini öne arkaya sallamak gibi, oyuncakları dizmek, günlük rutinden çıkamamak gibi.

Son yapılan çalışmalar ve S/KGB nun daha iyi tanımlanması sonrasında otistik veya Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocuklarda, kırma kusuru, akomodasyon bozuklukları, binoküler görme bozuklukları ve göz devinim bozuklukları yanında görsel algı ve birincil görme merkezine gelen görsel bilginin farklı tercüme edilmesi ile ortaya çıkan ve S/KGB  da da görülen müşterek görsel davranışların tespit edilmesi ile çocuk psikologları ve çocuk psikiyatrisi ile konu üzerinde uzmanlaşmış göz hekimlerinin bu çocukları birlikte değerlendirme gereğini doğurmuştur. Bu çalışma, göz hekimi ve psikiyatristin OSB (Otizm spektrum bozukluğu) ve S/KGB  da ki görsel davranışları daha iyi analiz etme ve tanının konması açısından çok önemlidir. OSB ve S/K GB, ikisi de beyindeki bozukluk ile ortaya çıkan klinik tablolardır. Çoğu kez bu çocuklarımız da iki klinik antite birlikte bulunmaktadır. Bu nedenle eğitsel ve sosyal çalışmalar, re/-habilitasyon buna göre şekillendirilecek ve çok daha yararlı sonuçlar elde edilecektir. Bu yeni gelişmelerin ülkemiz de göz ardı edilmesi sonrasında ne yazık ki pek çok 1-3 yaş arası, prematüre veya beyin patolojisi ile gelen küçük çocuklarımız da otizm teşhisi ile birlikte veya otizm olmaksızın S/KGB olduğunu görüyorum. Göz teması kurmayan, fizik çevresi ile ilgilenmeyen bir çok çocuğumuzda da görsel küresine ve yaşına uygun yakın gözlük verdiğim de hemen göz temasının oluştuğunu görüyorum.

Özetle, otizm tanısı alan çocuklarımız da S/KGB olasılığını da mutlaka düşünmeliyiz. Bu amaç ile, her göz hekiminin yaptığı rutin klinik göz muayenesi, bize çocuğun neyi, nasıl gördüğü hakkında fikir vermez. Yapılması gereken işlevsel görme muayenesi ve disiplinler arası çalışma ile çocuğun değerlendirilmesidir. Ör. Bilateral çizgili korteks harabiyetinde çocuklar kişilere, çisimler uzanırken önce bakar daha sonra başlarını çevirirler. Bu hem OSB hem de S/KGB da gördüğümüz bir davranışdır. S/KGB da kalabalık ortamlarda çocuklar görmeyi kullanamazlar bu nedenle, OSB da olduğu gibi parmakla gösterme, işaret etme yoktur

OSB ve S/KGB olan çocuklarda yüz tanıma, kişileri hatırlama, mimikleri algılama da zorluklar vardır. Bunun OSB ye bağlı olduğunu teşhis etmeden önce çocuğun işlevsel görme değerlendirilmesini yapılması gerekir. Yüz tanıma açısından aşağıda ki görsel işlevler mutlaka değerlendirilmelidir. Bunları yapmadan rutin klinik muayene ile sadece görme keskinliği ile çocuğun yüzleri görmesi, tanıması, algılaması hakkında karar veremeyiz.

  • Görme keskinliği, uzak ve yakın görme
  • Kontrast görme değerlendirmesi
  • Gözün takip hareketleri,
  • Hareket algısı
  • Mimikleri algılıyor mu, taklit yapabiliyor mu
  • Görme alanı
  • Akomodasyon
  • Fiksasyon becerileri
  • Yüzü yeniden tanıma, eşleştirme
  • Ön akım ve arka akım işlevleri


SONUÇ: Otizm ve OSB tanısı alan her çocukta mutlaka çoğul engelli çocuklar (görme ve ilave engeli olan çocuklar)  da görme konusunda uzmanlaşmış bir göz hekimi tarafından işlevsel görme muayenesi, değerlendirmesi yapılmalıdır. Sonuçlar inter ve transdisipliner çalışma ile göz ve çocuk ruh sağlığı uzmanı, özel eğitimci, psikolog ve diğer re/-habilitasyon ekibince değerlendirilmeli, çocuğun erken müdahale ve eğitim ortamı, eğitim programı belirlenmelidir. Beynin %40-45 i görme, görme yolları ve ilgili merkezlere ayrılmıştır. Otizm ve OSB nun bir beyin hastalığı olması nedeni ile dual bir klinik tablonun görülmesi olasılığı nadir değildir. Böyle bir çalışma çocuğun bilişsel, psiko-sosyal ve dil gelişimini ve iletişim becerilerini çok olumlu etkileyecek, çocuğun gelişim alanlarında zayıf ve güçlü yönlerini belirleyecek yapılacak re/-habilitasyon çalışmalarının daha hızlı hedefe ulaşmasını sağlayacaktır.