Birincisi 1500 gm ın altında doğan bebeklerde daha sık rastladığımız yenidoğan retinopatisidir. Bu bebekler de retina nedbe dokusu oluşturarak yırtılmaya çok müsaittir. Erken doğum nedeni ile bebeğin gözünün retina tabakası gelişimini tamamlamamıştır. Kan dolaşım ağı, damarlar, retinanın tamamına yayılmamıştır. Doğum sonrası damar gelişiminin tamamlanmasındaki defektler sonrasında yırtılmalar ve kanamalar ile retinada oluşan harabiyet ile görme azalır.
Görme azlığı, çocuğun doğum haftası, yırtılan retinanın büyüklüğü, tek göz mü çift gözü mü tuttuğu, ilave sorunların, katarakt, glokom gibi varlığı ile değişkenlik gösterir. Prematüre retinopatisi sonrasında çocuklarda değişen oranlarda görme keskinliğinde azalma, görme alan kayıpları, renk görememe, kontrast görme de azalma, görsel dikkat dağınıklığı, şaşılık görülebilir.
Düşük doğum ağırlığı ne derece az ve doğum haftası ne derece erken ise prematüre retinopatisinin görülme olasılığı o derece fazladır. Aynı şekilde, beynin oksijensiz kalması veya kanama veya hydrosefali ve periventriküler lökomalazi nedeni ile bu çocuklarımızda çok sık olarak serebral/kortikal görme bozukluğuna (S/KGB)rastlamaktayız.
S/KGB prematüre retinopatisi ile birlikte olabilir ancak gelişen tıbbi ve cerrahi imkanlar nedeni ile bu gün prematüre retinopatisinden çok, erken doğan bebeklerimizde S/KGB na bağlı görme bozukluklarına daha sık rastlamaktayız. Rutin klinik muayene sonrasında maalesef bu çocuklarımız göz hekimleri tarafından ‘Gözler sağlam, hadise nörolojik, beyin kaynaklı, yapacak bir şey yok. Büyüdükçe görme gelişir diye’ yapılması gerekli erken müdahale çalışmaları okul yıllarına ertelenmekte ve 0-2 yaş gibi beyin plastisitesinin en yoğun olduğu kıymetli yıllar kayıp edilmektedir. Bu çocuklarımız çoğu kez serebral palsi açısından yüksek risk grubunda kabul edildiklerinden aileler, görünen motor bozukluğun re/-habilitasyonuna yönlendirilmekte ve bilişsel, psiko-sosyal, motor ve dil gelişimin temeli olan görme ihmal edilmektedir . Bu nedenle yapılması gereken çoğul engelli çocuklar ve az görme re/-habilitasyonu konusunda uzmanlaşmış bir göz hekiminin çocuğun işlevsel görmesinin değerlendirilmesidir. Bu tanının zamanında konup, erken müdahale kapsamına alınmaması çocuklarda otistik davranışların gelişmesine, hyperaktif, öğrenme güçlüğü, disleksik tanısı almasına ve görsel dikkat dağınıklığına yol açmaktadır.
Yüksek işlevli prematüre çocuklarımız da ayrıca tehdit altındadır. Bu çocuklarımız okul öncesi görsel davranışlarında farklılık gösteren, kısmen sarsak, kısmen görsel dikkati dağınık olan ancak bu özellikleri , prematüre olmasına bağlanan ve büyüdükçe düzelir diye kabullenilen çocuklardır. Okula başladığı zaman okuma da zorlanan, okuyamayan, ters yazan, dikkatini toplayamayan, arkadaşları ile iletişim yaşayan bu çocuklarda da S/KGB araştırılmalıdır. Bu nedenle tüm prematüre bebeklerimizin, rutin klinik muayene sonucu sağlam olsa bile kronolojik yaşı, gelişim basamağı göz önünde bulundurularak mutlaka uygun aralıklarla konuda uzmanlaşmış göz hekimi tarafından işlevsel görme muayenesi yapılarak değerlendirilmeli, özel eğitimci ve çocuk gelişimci ile birlikte bireysel yönlendirilmeleri gerçekleştirilmelidir.